27 Nisan 2013 Cumartesi

kıl çadırı ve yörük çadırı hakkında




Kıl Çadırı - Yörük Çadrı - PekerDokuma Kıl Çadırı


PekerDokuma Kıl Çadır


Firmamız PEKER DOKUMA KIL CADIR ile Tekstil ve Yan Sanayi sektöründe 2009 senesinden bu yana faaliyetimizi sürdürmekteyiz. Bünyemizde 2 Yönetici, 1 Memur, 7 İşçi olmak üzere firmamızda toplam 10 personel bulunmaktadır.
PEKER DOKUMA KIL CADIR şirketi webrehberine 07.06.2010 tarihinde üye olmuştur 
PEKER DOKUMA Kıl Çadır AYDIN ili Nazilli ilçesi YEŞİL MAHALLEDE kurulmuş olup. Keçi kılından çadır yapmaktadir. PEKER DOKUMA KIL ÇADIR olarak ilkemiz müşteri memnuniyetidir. her türlü zevkinize uygun siyah, boz ve kahverengi renklerde kıl çadır imalatı ve kurulumu tecrübeli ekibimizle yapılır. Şuan ege bölgesi, akdeniz ve marmara bölgelerinde ağırlıklı olan çalışmamızın tüm Türkiye`ye yayılması için çizdiğimiz yol haritasına sadık kalarak küçük adımlarla uzun mesafe katetmeyi hedefliyoruz. PEKER DOKUMA KIL ÇADIR olarak yine siyah, kahverengi ve boz renkli çadırlar müşterilerimizin isteği ve zevki doğrultusunda kusursuz ve yüksek kalitede yazlık, kışlık ve üzolasyonlu çeşitlerimizle en uygun fiyata söz verdiği zamanda teslim eder. Yeni ürün ve hizmetlerimizin müşterilerimize en iyi şekilde ulaşması için bütün yatırım araçlarını devreye sokarak hiçbir gider ve masraftan kaçınmayan hedefi müşteri odaklı çözümlerle tam müşteri memnuniyeti sağlamak için varolan bir vizyonla çalışmaktadır.

Vizyon misyon


 Müşterilerimizin memnuniyetini en üst düzeyde tutmak için kalite standartlarına uygun ve el emeği ile yapmış olduğumuz dokuma çeşitlerimizle hizmet üretmektir.


 Yörük Çadırı Fiyatları 

 Yörük Çadırı fiyatları mekan ölçüsü de dikkate alınarak hesaplanmaktadır. Ayrıca çadır yapımında kullanılan malzemeler de ekstra maliyet çıkarmaktadır. Çadır kurulacak yerin uzaklığı da doğal olarak işin içine ulaşım masrafını dahil etmektedir. Genel olarak bu maliyetler ayrı ayrı hesaplanmak yerine toplam ortalama bir ücret verilmektedir. Bu yüzden çadırı kuracak olan ekiple görüşmeniz gerekmektedir. Fiyatlar çoğu zaman metrekare olarak hesaplanmaktadır. Mekan ne kadar geniş ve yüksekse fiyat da doğal olarak artacaktır. Fakat çoğu yapıya veya malzemeye göre kıl çadırı daha ekonomik ve estetik olmaktadır. Her ne kadar fiyat bazen yüksek olarak düşünülse de el emeği olan, belki de yüzlerce kişinin elinden geçen bu ata yadigarı eser fiyatını oldukça hak etmektedir diye düşünüyoruz.

YÖRÜK ÇADIRI VE TÜRKLER


Eski çağlardan günümüze kadar gelmiş olan bu geleneğimizi paylaşarak yaşatmak.


YÖRÜK ÇADIRI VE TÜRKLER:   

 

   Türklerin 1500 yıl önce orta Asya'da, iklim ve coğrafi şartlarının zorluğu altında, göçebe bir hayat yasadıkları malumdur. Göçebe Türkler yazı yazmasını biliyorlar ve kervan ticareti yapıyorlardı. Göçebe hayatı yaşayan Türkler, iyi ahlaklı olmayı, yoksullara yardım etmeyi seviyorlar ve bunu en büyük faziletler arasında sayıyorlardı. Eski Türkler padişahların ve beylerin büyük süslü çadırına otak (otağ) adını veriyorlardı ki, bugünkü oda sözü buradan gelmektedir. Otağ ismi çadır manasında olarak ilk Selçuklularda ve beyliklerde daha sonra Osmanlılarda kullanılmıştır. Çadır kelimesine gelince, bu da Türkçe olup çatmak fili ile ilgilidir. Birçok Avrupalı âlimlerinde tasdik ettikleri üzere, doğuştan asker, teşkilatçı ve idareci olarak orta çağda, orta Asya’nın engin bozkırlarında yaşayan Türklerin çadırları, keçilerinin kılından yapılırdı. Dayanıklıydı Taşıması kolay ve sağlıklıydı sağlam kazıklarla yere sabitlenirdi.

 Çadır, Türkler tarafından o kadar sevilmiş ve ona o kadar alışılmıştı ki, yabancı ülkelerde bulunan Türkler çadırda yaşamın hasretini çekmişlerdir. Şüphesiz ki, onlar çadıra, hür ve serbest yaşamanın hasretini çekmişlerdir. Onlar Yörük çadırını hür ve serbest yaşamanın bir timsali nazariyle bakıyorlardı. Yedinci asrin başlarında Çin'de bir müddet yasayan bir Gök Türk şehzadesi, kendisine tahsis edilen muhteşem bir binada kalmak istemeyerek, bu binanın bahçesine kurduğu bir otağ Yörük çadırında oturmuştur.
 Arap müelliflerine göre, Peygamberimiz, hayatinin son zamanlarında Türk çadırı dedikleri Yörük çadırında oturmuş ve bu çadırı çok sevmiştir. Osmanlı Türklerinin çadırları da Orta Asyalı atalarınınkinden farksızdı. Osmanlı hükümdarlarının büyük ve muhteşem çadırları vardı ki, buna otağ-i hümayun denilirdi. Padişah otağlarından Kanuni Sultan Süleyman’ın 1566 da yaptığı Sigetvar seferindeki otağı pek mükellef olup yedi direkli idi. Bu hükümdarın nişancısı ve müverrihi Celal zade, bu otağı pek edibine bir surette tasvir etmiştir. Onun bu tasvirinden anlaşılıyor ki, Kanuni'nin otağı, renkli şerit ve sırma saçaklarla süslenmişti. Padişah otağlarının nezaretine hayme mehterleri adi verilen bir cemaat bakardı. Bu cemaat oda tabir edilen dört kısma ayrılmıştı. Padişahlar sefere veya herhangi uzakça bir mahalle gidecekleri vakit önce hareket ederek otağları kurarlardı. 
   Yörüğün çadırı; onun konağı, sarayı, köşkü villasıdır. Tasasını, sevincini, zayıflığını, güçlülüğünü, Egemenli ligini onun içinde paylaşır. Aşını onun içinde yer. Sütünü orada içer. Onun içinde rahatça uyur. Aşkını çadırın içinde tadar. O insanlar çadırın içinde doğmuş, çadırın içinde büyüyüp yaşamış, çadırın içinde ölmeyi beklemişlerdir. Bütün Türkler, Orta Asya'dan kalkınca dünyanın neresine giderlerse gitsinler, çadır içinde yaşamını sürdürerek yolculuk etmişlerdir. O, küçücük kıl kulübenin içine sığdırılmış binlerce anı vardır.


Atatürk´e "Yörük kimdir" diye sormuşlar. Atamız da Yörük "yürüyen Türktür" diye güzel bir cevap vermiştir. Kendisinin de Sarıkeçili boyundan olduğu bilinmektedir.

peker dokumacılık hakkında


Osmanlının kuruluş tarihinden bu yana kullanılan Kıl çadırları günümüzde turistik amaçlı kullanılmaktadır.Biz bu dokumacılığı 3 kuşaktan buyana devam ettirmekteyiz.


Yörük çadırı, genellikle dinlenme yeri, gözleme yeri, Türk geceleri, konaklama, yayla şenlikleri, Ramazanda iftar çadırları, Cafe ve Restoranlarda, şemsiye, çatı kaplamalarında, şark köşesi vb. amaçlar için kullanılmaktadır. Yörük çadırı, keçi kılından yapılır. Bir keçiden yaklaşık 300 gr kıl elde edilir. Öncelikle toplanan keçi kıllarından ip yapılır. Daha sonra yapılan ip tezgâhlarda dokunarak imalatı yapılmaktadır. Yörük Çadırı kullananların tercih sebebi birçok özelliğe sahip olmasından kaynaklanıyor.

Özellikleri:

  •  Kışın yağmur ve kar geçirmez.
  • (Kıl Çadırının bu özelliği keçi kılının yağmurda Şişmesinden kaynaklanıyor. Bundan dolayı Kıl Çadırı yağmur yağdığında şişerek dokuma gözeneklerini kapatır. Böylece dışarıdaki hava akımını kesip dışarıdaki soğuk havayı da içeriye almaz. İçerideki sıcak havayı dışarıya bırakmaz.)
  • Yazın kendini biraz salar, içeri loş bir gün ışığı girer ve sürekli hava sürkilizasyonu sağlar.
  • Doğadaki zararlı (yılan, akrep, örümcek vb.) canlıların içeriye girmesine yapısal dokusu sayesinde izin vermez.
  • Her yere kolaylıkla kurulabilir, taşımada da kolayca katlanabilir.

Kıl çadırlar neden tercih edilmeli:

 Bilindiği üzere çadır; kıldan imal edilen asırlardır biz Yörüklerin evi olmuş muhteşem bir yapıdır. Zira; dünya üzerinde çadırdan devlet kurabilme yeteneğine sahip tek millet Türk Milletidir. Kıl Çadırı; herkesin bildiği gibi öylesine bir malzeme değildir.
O ki, devletini devesinin sırtında taşıyabilme becerisini gösteren bir milletin yurdudur. Kıl Çadırı, Yörük’ün ne kadar zeki, güvenilir, kanaatkâr, çevreci, barışçıl ve insancıl olduğunun bir ispatıdır. Öncelikle çadırda kullanılan malzemelerden bahsetmek istiyorum:  Çadır adından da anlaşılacağı gibi yapının çatısını teşkil eder. Aslında tamamına çadır denilmektedir. Ancak parça itibariyle çatısı çadır olarak ifade edilmektedir. Malzemesi karakeçilerin kılının; kırkılması, taranması, eğrilmesi, dokunması ve yine kıldan yapılan iplerle dikilmesi sonucunda elde edilen bir üründür. Yörük Çadırı için öncelikle kırkılan kıllar taranır, pisliklerinden arındırılır. Kirmanlarda eğrilen kıllar ip haline getirilip çiftlenir buna Goğşama denir. Goğşanmış ipler Istarlarda dokunur.  Çul haline gelen ürün bir ucundan yere ağaç kazıklarla tutturulur, diğer ucundan da kuvvetlice asılınarak bir kişi tarafından dövülerek hepsinin uzunluğu bir ayara getirildikten sonra, 20cm uzunluğunda çuvaldız denilen aletlerle, istenilen uzunlukta üretilen çullar, yan yana getirilerek özel bir teknikle dikilmektedirler. Kanatlar birbirleriyle birleştirildikten sonra, 20 cm genişliğinde kuşak adı verilen ve çadıra dikey olarak dikilen her ucuna da elçek adı verilen çatal fakat sağlam bir ağaçtan yapılan kuşaklara sabitlenmiş parçalar vardır. Bu ağaçlara da yaklaşık 
10 metre uzunluğunda yine kıldan yapılmış adına örme denilen saç örüğü şeklinde örülmüş iplerle(iplerin elçeklere bağlanma şeklide çok özeldir gevşetmek ve sıkıştırmak için özel bir yöntem uygulanmaktadır) tutturulan çadır, adına bastırık denilen pıynar meşesi yada ardıç dallarının çatal bölgesinden bağlanarak üzerlerinin de ağırca bir taşla sabitlenmektedir. Standart çadırda 8 bağ bulunur yanlardakine böğür bağı öndekine ön bağ arkadakine arka bağ, dört köşedekine de yan bağlar denir. Direkler olarak ta; söğen denilen ardıç dalarından yapılmış yaklaşık 2,5 metre uzunluğunda ağaçlarla, 25x35 cm boyutlarında çanak denilen ağaçtan oyulmuş (çadırın yırtılmasını önlemek için) bir düzeneğin içine yerleştirilerek ayakta durması sağlanmaktadır. Her çadırın ön ve arka kısımlarına kuşaklardan birer tane dikilir ki bunlara siyeç denir. Çadırdan akan yağmurun çadırın sitillerine değmesi önlenir. Çadır yanlarına sitil denilen çadırın enine ve uzunluğuna göre boyutları değişen iki çulun yan yana getirilmesi ile meydana gelen çadırda duvar vazifesi gören ve 25 cm uzunluğundaki ağaç çivilerle tutturulan malzemelerle örtülür. Her çadırda kırk pencere olur ve bu pencerelere delik denir. Burada belirtmekte fayda var çadırın dikiş tekniği, kuşakların dikiş tekniği, siyeçlerin dikiş tekniği ve çulların dikiş tekniği farklı farklıdır ve önem arz etmektedir. Buraya kadar bir çadırın hangi malzemeler kullanılarak ve ne isimler verildiğinden bahsettik. Önemli olanı bu işin mantığındadır. Çadırın kapısı kesinlikle sağ taraftandır. Sağ uğur ve berekettir Türk Toplumunda. Çadırın kapısına kesinlikle kilit olmaz. Çadır yapısı ve kuruluşu itibariyle içerisine kesinlikle su almaz en şiddetli yağmur bile üzerinden kayarak akar gider. ve yine Yörük Çadırı yapısı itibariyle içine çocuklarımız için beşik kurulabilen tek yapıdır. Ayrıca Yörük Çadırı Kışın sıcak yazın ise inadına çok soğuk olur. Aslında fizik kuralına aykırı bir durumdur ancak bu da tabiatın bir gerçeği.

kıl çadır ürünlerimiz sayfası




   

  • Kışın yağmur ve kar geçirmez.
  • Yazın kendini biraz salar, içeri loş bir gün ışığı girer ve sürekli hava sürkilizasyonu sağlar.
  • Doğadaki zararlı (yılan, akrep, örümcek vb.) canlıların içeriye girmesine yapısal dokusu sayesinde izin vermez.
  • Haşere ilaçlama yapıldığı sürece 10 yıla kadar dayanır.
  • Her yere kolaylıkla kurulabilir, tasımada da kolayca katlanabilir.

Yörük Çadırı